Part 1 de transistörü o kadar övüp sonra ucunu açık bıraktığımı biliyorum 🤭. Biraz düşünmenizi ve araştırmanızı istedim. Fakat sizinle bu konuyu birebir konuşmak tartışmak hayallerimi kemiriyor. Ekibimle sosyal medya platformlarında da içerik üretmek için çaba sarf ediyoruz. Gömülü sistemler alanında yapacağım ilk canlı yayında bunu konuşup tartışalım derim! Takipte kalın efendim…
Lineer Beyinler: *PU/U’LAR

Bilgisayar, transistörün icadını bekliyor demiştim. O zaman artık şu tarih şeridini birazcık ileri saralım ve bilgisayarı icat edelim. Evet, artık bilgisayara sahibiz. Her şey tamamda transistör nerde? Evet, sizinde tahmin ettiğiniz gibi bilgisayar için bu denli önemli bir icatsa muhtemelen merkezi bir konumdadır. İşlemci dediğinizi duydum, evet işlemci. İşlemci neredeyse tamamen transistörlerden oluşur tıpkı beynimizin nöronlardan oluşması gibi. Buraya bir dipnot düşmek isterim, burada yaptığımız beyin-nöron benzetmesi tamamen metaforiktir çünkü her ne kadar mantıklı gelse de veya günlük hayatta “beyin vs bilgisayar” karşılaştırmaları yapsak da bu çağrışım yanlıştır. Beynimizdeki nöronlardan esinlenilen ve zaten asıl amacı beynimizdeki nöronları taklit etmek için geliştirilen tek çalışma yapay zekanın çekirdeğini oluşturan yapay sinir ağlarıdır. İşlemciden devam edelim…
O günlerde zaten bir ilerleyen yıllarda birkaç bilgisayar olduğu için doğal olarak işlemci de bir ilerleyen yıllarda birkaç taneydi. Ancak genel yapısı yaklaşık aynıydı. Zaman ilerledi Bilgisayarlar küçüldü küçüldü o kadar küçüldü ki “buds” tarzı kulaklar olup kulak deliğimizin içine girdi. Aslında kulaklığın dış kapsülünü sökerseniz içindeki bilgisayarın çok daha küçük olduğunu görebilirsiniz, tabi kulaklığınız çalışıyorsa bunu yapmayın zira pek ucuz değiller :D. Bilgisayarlar günümüze kadar bu kadar çeşitlenince haliyle işlemciler hatta bilgisayarların yapı taşları olan bellekler, anakartlar, saat birimleri herşey değişti çeşitlendi. Ancak burada işlemci ile ilgileneceğiz. Başlık biraz tuhafınıza gitmiştir, biraz genel bir ifade yazmak istedim. Öyleyse anlaşılması için en genel haliyle işlemcileri sınıflandıralım:
CPU : Central Processing Unit (Merkezi İşlem Birimi)
GPU : Graphics Processing Unit (Grafik İşlem Birimi)
TPU : Tensor Processing Unit (Tensör İşlem Birimi)
MCU : Micro Controller Unit (Mikro Kontrolcü Birimi)
CPU’ya eminim bir çoğunuz duymuşsunuzdur. Ev/ofis tarzı tüm bilgisayarlarda bulunan “İşlemci” olarak bildiğiniz bir “komponent” diyelim. Bilgisayarınızın tüm yönetimi bu komponente aittir. GPU’ya göre çok yavaştır ancak GPU’dan daha yeteneklidir! çünkü CPU’nun her bölümü her işlemi yapabilecek düzeydedir ancak yavaş çalışır. GPU’nun spesifik bir bölümü sadece belirli bir işi yapabilmektedir. Ancak CPU’dan kat be kat hızlıdır. İlk başlarda grafiksel arayüzleri hızlı bir şekilde işlemek için üretilmişlerdi bu nedenle ismi grafik işlem birimi olarak kaldı. Anca sonraları yapay zekanın gelişmesinde büyük katkılar sağladı. Kripto para madenciliğinde de çokça kullanılır. Yapay zekanın inanılmaz hızlı gelişimi GPU’ları yetersiz kıldı. Artık yeni teknolojilere ihtiyaç vardı ki TPU’lar yardıma yetişti. Bunlar çok güçlü “işlemci”‘lerdi. O kadar güçlülerdir ki dünyada sadece birkaç devletin himayesinde bulunurlar ve asla satılmazlar sadece kiralanabilirler.
Bizim üstünde duracağımız ve çalışmalar yapacağımız sisteme geldik : MCU

Çevrenizde gördüğünüz tüm elektronik sistemler MCU ile çalışır. MCU ya CPU’nun çok basit hali diyebiliriz. CPU’dan bazı farklılıkları vardır. Örneğin MCU’ların kendi içinde dahili bir RAM’i ve FLASH’ı vardır. CPU’lar cache ve register dışında dahili bellek içermezler. Buda MCU’ları basit ve kolay kullanılabilir kılar. Kullanımları gayet basittir. Çeşitli dillerde yazılan kodlarla kontrol edilirler.
Bu blog serisinin asıl amacı MCU’ları nasıl kontrol edebileceğimizi temel olarak gösterebilmektir.
No responses yet